baloncuklar

20 Ağustos 2012

Vazgeçilmez Lezzet Çorba

Kim acıktığı zaman dumanı üzerinde tüten bir tas çorbaya hayır diyebilir ki? Üşüyünce, geniş sofralarda buluşunca, hafif bir şeyler yemek isteyince, hastalanınca yardımımıza koşan çorba, Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri. Üstelik, hafif ve doyurucu yapısı sayesinde üç öğünde de zengin çeşitleriyle sofralarda yerini alıyor.

Çorba kelimesinin kökeninin ise Farsça "tuzlu haşlama" anlamında kullanılan "shorba"dan geldiğini biliyor muydunuz?

İyi beslenme anlamına gelen Sû ve Pô kelimelerinden türeyen çorba kelimesinin kökeni Sanskritçe'ye kadar dayanıyor.

Çorba: 10 bin yıldır tüketilen bir besin!

Yaklaşık 10 bin yıl öncesinde bile çorba hazırlandığını ve içildiğini gösteren kayıtlar mevcut. Et ve sebzeyle birlikte pişirildiğinde, malzemelerinin sahip olduğu besin değerlerinin bütünlüğünü taşıyan çorba, o tarihlerden günümüze kadar sofraların en değerli besinlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Türk Mutfağı'nın da yıldızı

Dünyanın sayılı mutfaklarından birine sahip Türkiye ise çok zengin bir çorba kültürüne sahip... Mutfaklardaki altın standardın temsilcisi ev yapımı çorbaların yanında, klasik ve yöresel pek çok çeşidiyle hazır çorbalar tüketicilere mutfakta saatler harcatmadan, ailelerinin seveceği lezzetli ve değişik tarifler sunuyor.

Hazır çorbalar, her geçen gün tüketicilerden gelen talepler doğrultusunda geliştirilirken, geniş ürün yelpazesiyle tüketicilerin hijyenik koşullarda taze ve kaliteli malzemeler kullanılarak hazırlanan birbirinden farklı lezzetleri güvenle tüketmelerini sağlıyor.

Tarhanaya Dünyanın İlk Hazır Çorbası demek mübalağa sayılmaz…

Çorbayı oluşturan malzemelerin başında gelen yoğurdun çorba kültürüne kattığı en büyük eser, kuşkusuz tarhanadır. Bir zamanlar göçebe atalarımızın hazır yemeği olan tarhana, hala her zaman ve her yerde çabucak lezzetli bir yiyeceğe dönüşebilecek, taşınması ve saklanması en kolay ve muhteşem üründür.

Tıpkı tarhana gibi, hazır çorbalar da mevsiminde toplanan ve özenle seçilen sebze ve baharatların yüzyıllardır uygulanan, tamamıyla doğal bir koruma yöntemi olan kurutma işlemine tabi tutulması ve harmanlanmasıyla üretiliyor.

Yazın da çorba içilir

Çorba denilince çoğumuzun aklına dumanı tüten sıcacık bir tabak gelse de, Anadolu ve Türk mutfak kültüründe soğuk çorbaların da ayrı bir yeri vardır. Özellikle soğuk ayran kullanılarak
yapılan çorbalar, serinletici özellikleriyle yaz günlerinin hafif ama keyifli yiyeceklerine dönüşüyor. Bu tür çorbaların en başında Sivas'ta yapılan bulgurlu pazılı soğuk çorba ile buğday ve ayranla yapılan soğuk çorba yani ayran aşı çorbası geliyor. Sivas'ta pazı katılan soğuk çorbanın diğer bölgelerdeki yöresel çeşitlerine sarımsak ve nane gibi baharatlar eşlik ederken, kimi bölgelerde ise salatalık gibi yaz sebzeleri eklenebiliyor.

Siz de bir çorba severseniz lezzet dolu çorba dünyasını keşfetmek için www.bencorbaseverim.com adresini ziyaret edin…

Bir bumads advertorial içeriğidir. ben çorba severim

19 Ağustos 2012

HAYIRLI BAYRAMLAR:)


  
 Kırmızı gülDeğerli arkadaşlarım ve tüm izleyicilerim.
Gününüz aydın,yuvanız huzurlu,sofralarınız bereketli ve lezzetli olsun dileklerimle Hayırlı Bayramlar.
Bu bayramda ve gelecekteki tüm bayramlar da.Şeker tadında bayram geçirmeniz dileklerimle.                    
                                               Sevgiler  &  Selamlar.


9 Ağustos 2012

Ramazan Ayı'nda Bir Çocuğumuzu da SEN Güldürmek İster misin?

LÖSEV, Türkiye genelinde yaklaşık olarak 11.500 lösemili aileye mutluluk kolileri dağıtıyor.

Vakıf, zorlu tedavi sürecinden geçen lösemili ve kanserli çocukların moral kazanmaları için Türkiye’nin dört bir yanında Ramazan’da iftar yemekleri de düzenleyerek yüzlerce aileye ulaşıyor. Eğer sen de bir koli mutluluk armağan etmek istersen farklı paketlerdeki yardım seçeneklerinden en uygununu seçip bu kutsal ayda desteğini gösterebilirsin.

Detaylı bilgi için www.losev.org.tr sitesi veya www.facebook.com/losev0660 Lösev Facebook sayfasını ziyaret edebilirsin. Lösev’i Twitter’da da @losev1998 hesabından takip edebilir, #LosevHayatVerir hashtag’i ile paylaşımlarınla destekleyebilirsin.

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

EGE MUSAKKASI


Kırmızı gülHayırlı sabahlar dileklerimle günaydın arkadaşlar.
Bugün nefis bir ana yemek tarifiyle huzurlarınızdayım.Musakka denilince akla patlıcan gelir,ama bu yemeğimiz bildiğimiz musakka'dan farklı.Musakka kadar lezzetli hatta lezzette azıcık musakkayı geçebilir dediğim de.Bana hak vereceğinizi düşündüğüm.Ailenize ve yemek davetleriniz de misafirlerinize gururla sunacağınız.Harika nefis bir lezzet:)

Kızartmadan kaçındığım için çok sık yapmadığım,ama yemek davetlerim de soframda yer alan bu yemek.''Sahrap Soysal'' hanımın ''Ekonomik Yemekler'' kitabından,minicik değişiklilerle Sevalce lezzetlerin mutfağına gelerek.Evinin gurmeleri ve misafirleri tarafından çokk beğenilince de bloğunda yerini alan nefis mi? Nefis yemeğimizin işte reçetesi:)

MALZEMELER:
3  Adet  kemer patlıcanı  (ince uzun olacak)
3  Adet orta boy patates
2  Adet  kabak  (ince olsun)
Kızartmak için 1/2 veya 1 Su bardağı zeytinyağı

Kıymalı sos için:
200 gr.Kıyma
1  Yemek kaşığı zeytinyağı
2  Adet orta boy soğan (kabuklarını soyup,yemeklik küçük küçük doğrayın)
2  Adet yeşil sivri biber (saplarını ve tohumlarını temizleyip,küçük küçük doğrayın)
2  Adet domates (kabuklarını soyup,tavla zarı formunda doğrayın)
1  Yemek kaşığı domates salçası
1  Su bardağı  su
1'rer çay kaşığı;Kimyon - kekik-pulbiber -biraz da karabiber.
Tuz

Beşamel sos için:
1 lt. Süt
Fındık büyüklüğünde bir parça tereyağı
3 Yemek kaşığı un  (60 gr.)
Tuz - Karabiber.
4 Yemek kaşığı kaşar peyniri rendesi
Üzerine serpmek için çörekotu

HAZIRLANIŞI:
Patlıcanları alacalı soyarak,yarım cm.inceliğinde halka şeklinde dilimleyin.Bol tuzlu su içinde yarım saat    bekletin.(acı suyunun çıkması için)
Kabakların kabuğunu kazıyıp yıkayıp,yarım cm.inceliğin de halka şeklinde dilimleyin.
Kabuklarını soyarak yıkayıp kuruladığınız patatesleri de yarım cm.inceliğinde halka şeklinde dilimleyin.
Kızartma tavasında yağ iyice ısınınca.Önce patatesleri,ardından kabakları,ardından suyunu süzüp havlu peçeteyle kuruladığınız patlıcanları hafifçe kızartarak.Havlu peçete serdiğiniz bir tepsiye çıkartın.

Kıymalı sos için;Tavaya zeytinyağını,yemeklik doğradığınız soğanları ve kıymayı alarak tahta kaşıkla sürekli karıştırarak kavurmaya başlayın.4 - 5 dakika kadar kavurup biberleri salçayı ekleyip karıştırarak biraz daha kavurun.En son domatesleri ekleyip karıştırın.1 su bardağı su ekleyip karıştırıp kaynayınca ocağı söndürün.Tuz ve baharatlarla lezzetlendirip bir kenarda bekletin.

Beşamel sos için;Orta boy bir tencereye unu ve sütü koyun.Sürekli karıştırarak kaynamaya başlayınca 1 -2 dakika kadar kaynatıp pişme işlemini tamamlayınca ocağı söndürün.Tuz ve karabiber ile lezzetlendirip  mikserleyin.(Beşamel sosun resmini çekmeyi unutmuşum affola::)

Sebzelerimizi kızarttık,kıymalı sosumuzu ve beşamel sosumuzu da hazırladık şimdi sıra dizaynına işin zevkli tarafına geldi:))

En büyük uzun boy borcama veya büyük boy kenarları yüksek bir fırın kabına 1 - 2 kepçe dolusu beşamel sosu dökerek yayın.Üzerine sebzeleri karışık sıralayın.(Ben resim çekme telaşesinden sebzeleri seyrek dizmişim.Siz görülen boşluklara da sebzelerden yerleştirin.


Sebzelerin üzerine kıymalı harçtan serpiştirin.Üzerine beşamel sostan gezdirin.1.katı tamamladık.
Tekrar sebze,kıymalı sos ve beşamel sos sıralamasıyla 2 kat malzemeleri de yerleştirin.

Tekrar sebze,kıymalı sos,beşamel sos sıralamasıyla 3 kat malzemeleri de yerleştirin.


En üste kaşar peyniri rendesi ve çörek otu serpiştirin.

175 derece ısılı fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

Fırından çıkınca 1o -15 dakika kadar dinlendirerek servis yapın.


Alttaki tabağı da kızım vejetaryen olduğu için biraz ayırdığım sebzeler ve beşamel sosla hazırladım.Vejetaryen Ege musakkası'nın fırına girmeden önceki hali.Fırından çıktıktan sonra yine resimlemeyi unutmuşum,affola:))  

Not; Kitapta,sebzelerin ayrı ayrı tek kat olarak hazırlanması yazıyordu.Yani ilk kata sadece patates,kıymalı sos,beşamel sos.2.kata kabak ve soslar,3.kata da patlıcan ve soslar olarak.
Ben yine 3 kat olarak ama sebzeleri karışık olarak hazırladım.Bazen de 2 kat olarak hazırlıyorum.Yani 2 kepçe kadar beşamel sos döktükten sonra.Sebzelerin yarısını karışık dizerek üzerine kıymalı sosun yarısını,üzerine beşamel sosun yarısın.Kalan yarıları da 2 kat olarak hazırlayıp kaşar peyniri ve çörek otunu serperek hazırladığım da oluyor.Tercih sizin
                         Afiyet olsun...
                                Kırmızı gül














6 Ağustos 2012

EZO GELİN ÇORBASI


Kırmızı gülHayırlı sabahlar dileklerimle merhaba arkadaşlar:)
Ne mübarek bir ay'dayız,yaşadığımız şehirler de ayni anda nefis nimetlerle hazırlanmış çorbalarımızı içtiğimizi hissetmek.Ne büyük bir gönül huzuru ne büyük bir nimet:)
İşte sizlere bu güzel nimetlerden bir kaçının birleşimiyle ortaya çıkan.Geçmişten günümüze gelen nefis bir çorba.Özellikle kalabalık yemek davetlerimde,iftar davetlerimde lezzeti ve bereketiyle tercih ettiğim ayni zamanda da tavsiye ettiğim nefis çorbamızın işte tarifi;

MALZEMELER:   ( 12 - 13 kişilik)

2 Adet orta boy soğan 
2 Yemek kaşığı zeytinyağı
6 Yemek kaşığı dolusu kırmızı mercimek.  (120 gr.) 
2 Yemek kaşığı pirinç                                (40 gr.)  
2 Yemek kaşığı dolusu pilavlık bulgur         (40 gr.)  
1 Yemek kaşığı domates salçası
1 Yemek kaşığı biber salçası
9  Su bardağı su.  
 Tuz
1 Yemek kaşığı nane


Misafir dışında,biz kalabalık değiliz.Bu çorba bize çok derseniz.Malzemeleri yarı yarıya azaltın:)

MALZEMELER:  (6 - 7 kişilik.)
1 Orta boy soğan
1 Yemek kaşığı zeytinyağı  
3 Yemek kaşığı dolusu kırmızı mercimek  (60 gr.)
1 Yemek kaşığı pirinç                               (20 gr) 
1 Yemek kaşığı dolusu pilavlık iri bulgur    (20 gr)
1 rer tatlı kaşığı dolusu biber ve domates salçası
5 Su bardağı su. 
Tuz
1 Tatlı kaşığı nane

Not:Çorbanızı suyla da yapabilirsiniz.Fakat tüm çorbalar da olduğu gibi bu çorbada da,suyun birkaç bardağını ev yapımı kemik veya tavuk suyu ile yer değiştirirseniz.Ailenize misafirlerinize daha besleyici ve lezzetli bir çorba içirmiş olursunuz.

HAZIRLANIŞI:
Mercimek,pirinç,bulgur üçlüsünü tel süzgeçte yıkayıp bir kasenin üzerine alın.Suyu süzülsün.
Düdüklü tencereye zeytinyağını yemeklik doğradığınız soğanı alın.Kısık ateşte 2- 3 dakika kadar kavurup salçalarını ilave ederek karıştırın.
Yıkadığınız 3 lüyü de ekleyip karıştırın.Suyunu ve tuzunu ilave ederek karıştırıp,düdüklünün kapağını kapatın.Buharı çıkmaya başlayınca ocağı kısarak saatinizi 8 dakikaya kurun.Sürenin sonunda ocağı söndürün. 
Düdüklü tencerenin buharı tamamen boşalınca kapağını açıp el blendrından geçirip,nane serperek karıştırıp.Yanın da limon dilimleriyle servis yapın.

1=PÜF NOKTASI: .Çorbanızı gr.ölçülerine göre yaparsanız tam kıvamında bir çorbanız olur.Ama bardak kaşık ölçülerinde hepimizin bardağı,kaşığı farklı boyutlar da veya elimizin ayarı farklı olabilir.Koyu veya sulu bir çorbayla karşılaşabiliriz.Ama mutfakta çareler tükenmez diyor ve hiç telaşlanmıyoruz.
Çorbanız koyu olursa kıvamını ayarlayarak biraz kaynamış su ilavesiyle sulandırırsınız.Sulu olursa çorbanın kıvamına göre yağ ve unu kavurarak ilave edip un kokusu gitmesi için biraz daha kaynatırsınız.

2=PÜF NOKTASI;Mercimek,Ezo gelin gibi taneli çorbalar ertesi güne kalırsa bekleyince koyulaşabiliyor.O zaman çorbayı ısıtırken,kıvamını ayarlayarak kaynamış sıcak su veya süt ilavesiyle açabilirsiniz.
Fakat çorbanız ısınmaya başlamadan koyu diye su ilave etmeyin.Çünkü çok koyulaşmadıysa ısındıkça çözülüp normal kıvama gelebilir.

Kişi sayısını,normal boyutta bir kepçeyle her kaseye 2 şer kepçe hesabıyla yapıyorum.Yeşil kaselerde ki resimler sizi yanıltmasın.Komşuya gideceği için,büyük kasede ve 2 kepçeden daha çok:)


İşte 2 kepçe çorba ile doldurulmuş misafir için ideal kase.Ayrıca arzu ederseniz,alt resimde ki gibi tereyağını eriterek pul biber ve nane ile lezzetlendirip her kaseye 1 - 2 çay kaşığı paylaştırarak da ikram edebilirsiniz.

                                   Afiyet olsun...


                                            









4 Ağustos 2012

SEVALCE LEZZETLERİ MUTLU EDEN SÜRPRİZ:)



Kırmızı gülŞimdi paylaşacağım haber benim için çok hoş bir Ramazan sürprizi oldu :)
Ve tabii bloğumun maillerine düzenli bakma alışkanlığım olmadığından yeni gördüğüm,1 hafta gecikmeli sürpriz bir mutluluk :)
Malum oldu ki bu gün maillerime bakmak geldi aklıma ve ne göreyim.Aslıhan Gündüz hanımın
''Ağustos sayımızın internet Dünyası sayfalarında sizlere yer verdik.''maili ile karşılaştığım anki mutluluğum.

Hiç ummadığı bir anda,bir dergide bloğunun önerilmesi ve bloğunun adını görmek pozitif enerji yükleyerek mutluluktan uçuruverdi Sevalce Lezzetleri :)
Bundan 2 - 3 sene öncesine kadar bilgisayar kullanmayı bile bilmezken, o neydi bu neydi diyerek çocuklarına sora sora öğrenip, bu da yetmezmiş gibi yemek bloğu açma cesareti göstererek, günlük rutin işlerinin dışında, nacizane bir şekilde yemek tarifleri yazarlığı yapmaya çalışan Sevalce Lezzetler bugün bir dergide önerilmekten çok mutlu.

Sevgili Aslıhan Gündüz, bana ömrüm boyunca saklayacağım bu çok güzel hediyeniz için çok teşekkürler.

Aslıhan Gündüz hanımın editörlüğündeki Anne Bebek dergisini tüm genç annelere,anne adaylarına, hatta babaannelere ve anneannelere de öneriyorum:)
Gençler için, bebekleriniz ve bizler için de torunlarımızla ilgili çok güzel bilgi paylaşımlarıyla dolu faydalı güzel bir dergi.

Tüm izleyicilerim,arkadaşlarım,dostlarım, her birinize sağlıkla,yaz mevsimini,Ramazan ayını ve hayatın güzelliklerini yaşamanız dileğiyle.
                                 Sevgiler & Selamlar...
                                       








..